G
eçtiğimiz hafta Bloggerlar Paylaşıyor sitesinin kurucusu sevgili arkadaşım Şafak ve site editörü Nihan'ın davetiyle Ali Muhittin Hacı Bekir'in Beyoğlu mağazasında iftar yemeği için biraraya geldik.
Bu organizasyon bizlere aslında pek çoğumuzun tanıdığı ve en az bir ürününü tatmış olduğu Hacı Bekir'i daha yakından tanıma fırsatı verirken bizleri eski İstanbul anılarıyla dolu keyifli bir yolculuğa çıkardı.
Beyoğlu her gittiğimde bana duygu fırtınası yaşatan,mis gibi tarih kokan büyülü bir semt.İşte o akşam tarih kokan bir caddede tarih kokan bir mağazada ağırlandık ve birbirinden güzel lezzetlerle tanışma fırsatı bulduk.
Mağazaya girdiğimizde Hacı Bekir'in dördüncü kuşak torunu olan Hande Hanım bizleri karşıladı.Bir süre vitrinleri gezip ürünleri inceledikten sonra bizler için hazırlanan sofrada lezzetli ev yapımı yemeklerle başlayan akşamımız eşsiz Hacı Bekir lezzetleriyle devam etti.
Benim hafızama Safranbolu'ya gittiğimde aldığım kutu kutu lokumlarıyla kazınan Hacıbekir'de binbir lezzet bulunuyor.
Çeşit çeşit lokumlar,şekerlemeler,badem ezmeleri,pastalar,limonatalar,şerbetler,ev yapımı reçeller...
Lokumlar zaten artık birer simge haline gelmişler.Ancak bunun yanında çeşit çeşit mevsim meyvelerinden hazırlanmış reçeller,limonata ve demirhindi şerbeti takdir edilesiydi.
Benim daha önce denememiş olduğum demirhindi şerbeti Osmanlı saraylarında çokça tüketilen,lezzetli olmasının yanında şifalı görülen bir içecekmiş.
Yemek sonrası sohbetimiz tatlılarla devam etti,Ben triliçe,yaz helvası ve çevirme fondan'ı denemek istedim.Fondan benim için biraz fazla tatlı olsada triliçe ve yaz helvasının lezzeti hala aklımdadır.
Ürünlerin her biri 238 yıllık bir deneyimin bir parçası ve nesilden nesile geçen bir efsane olmuş durumdalar.
Şimdi gelin birlikte Hacıbekir'in geçmişine uzanan nostaljik bir yolculuğa çıkalım ve bu köklü firmayı yakından tanıyalım.
Bekir Efendi 1777'de İstanbul'a gelerek Bahçekapı'da küçük bir şekerci dükkanı açarak bugüne ulaşan şöhretinin temellerini atar.
Hacı Bekir Efendi Avrupa!dan gelen ''kelle''şekeri havanda dövüp erittikten sonra içine gül,tarçın,portakal ve limon ekleyerek o güne kadar görülmemiş lezzette akide şekerleri elde eder.Böylece adı yavaş yavaş duyulmaya başlar.Ancak şeker ve nişasta kullanarak ürettiği lokum Hacı Bekir efsanesinin temel taşı olur.Yeri hala doldurulamayan bu lokumun tadı ve kıvamı öyle benzersizdir ki batılılar taklit etmeye çalışırken jel şekerlemeleri icad ederler...
Akide ve lokumların ünü saraya ulaşan Hacıbekir Efendi II.Mahmut tarafından Şekercibaşılığa getirilir ve bundan sonra sarayın şekerleme ihtiyacı Hacıbekir Efendi tarafından karşılanır.
İstanbul'da bunlar olurken bir İngiliz gezgin lokumları ülkesine götürüp ''Turkish Delight''ismiyle yakınlarına ikram edince Avrupalılar Türk lokumuyla tanışmış ve bugünkü Turkish Delight ismi yerleşmiş olur.
Hacıbekir Efendi'nin vefatının ardından oğlu Mehmet Muhiddin Efendi daha sonrada oğlu Ali Muhiddin Bey markaya altın çağını yaşatır.
Günümüzde birçok yabancı ülkede temsilcilikleri bulunan Hacı Bekir,İstanbul'daki ilk mağaza olan Bahçekapı Merkez mağazasına ilave olarak Karaköy,Galata,Tepebaşı,Pangaaltı,Çarşıkapı,Parmakkapı,Kadıköy ve bizi misafir eden Beyoğlu şubelerini açmıştır.
Bu eşsiz gecenin sonunda elimizde Hacıbekir lokumlarımız,hafızamızda tatlı anılarla evlerimizin yolunu tuttuk.Lokumlarımızı bayramda sevdiklerimizle paylaşmak için özenle sakladık.
Sizde bir geleneği sürdürüp sevdiklerinizle lokum tadında bir bayram geçirmek isterseniz bir Hacıbekir şubesine uğramanız ya da http://www.hacibekir.com/tr/ adresine uğramanız yeterli.
Mutlu bir bayram geçirmeniz dileklerimle...